11 Ocak 2013 Cuma

EMPRESYONİZM (İZLENİMCİLİK)




19.yy’ın ikinci yarısı ve 20.yy’ın ilk çeyreğinde Fransa’da başlayıp diğer  ülkelere de yayılan sanat akımıdır. Doğadaki unsurların sanatçının izlenimlerini ve duygusal izlerini yansıtmayı hedefler. Doğayı objektif bir gerçek olarak değil de kendilerinde yarattığı izlenimi esere aktarırlar. Gün ışığı altında renk zenginliği ve parlak güneş önemlidir. Doğayı edinilen izlenimin fırça ile karalaması olarak ele alırlar. İzlenim, biçimin gözde bıraktığı şekildir.
  
Bu akımın önemli temsilcileri: Claude Monet, Edgar Degas, Camille Pissarro, Paul Cezanne, Pierre Auguste Renoir.

WOMAN WITH A PARASOL (1886) / CLAUDE MONET

DANS SINIFI (1873-19876) / EDGAR DEGAS

PONTOISE BAHÇESİ (1875) / CAMILLE PISSARRO
LA MAISON DU PENDU (1873) / PAUL CEZANNE
LE MOULIN DE LA GALETTE (1876) / PIERRE AUGUSTE RENOIR

Yine ilk önce resim sanatında ortaya çıkan bu akım diğer sanat dallarında da etkisini göstermiştir. Resim sanatından sonra ilk olarak edebiyatta da kendini göstermiştir. Empresyonist edebiyatçılar gerçeği olduğu gibi kaleme almaz, hayallerle süslerlerdi.  Sanatçılara göre gerçek,  kişiye göre değişir, izlenimler görecelidir. Bu akımın edebiyatçıları ölçüye ve uyağa önem vermezler. Sanat için sanat düşüncesini benimsemişlerdir.

 Bu akımın önemli temsilcileri: Marie Rilke, Arthur Rimbauld, James Jayce
Türk Edabiyatındaki temsilcileri: Ahmet Haşim ve Cenap Şahabettin



ZEYTİNLİK

Kurşunî yapraklar altında çıktı yukarlara
kurşunî hep ve zeytinliklere karışırcasına;
toza belenmiş alnını gömdü sonra
kızgın elinin tozluluğuna.

Hepsinden sonra bu. İşte buydu sonu.
Gözlerim körleşirken gitmeliyim ben;
neden istiyorsun bunu, var olduğunu
neden söyliyeyim, seni artık bulamazken.

Artık bulamıyorum seni bende, hayır.
Başkalarında da. Bu taşta da yoksun sen.
Artık bulamıyorum seni. Yalnızım ben.

Bütün insanlığın acısıyla yalnızım,
onu seninle hafifletmek için omuzlamıştım;
oysa yoksun, adsız utanç, sen...

Sonradan anlatıldı: “Bir melek geldi derken...”

Ne meleği? Ah geceydi gelen
ağaçlarda yaprakları ilgisizce kımıldatarak.
Havarilerse düşlerinde sıçradılar ancak.
Ne meleği? Ah geceydi gelen.

Görülmemiş bir gece değildi gelen gece;
onun gibi yüzlercesi geçip gider.
Sonra köpekler uyur, taşlar durur öylece.
Ah yaslı bir gece, ah herhangi bir gece
tekrar sabahın olmasını bekleyen.

Melekler böyle yakaranlara gelmez çünkü,
geceler genişlemez bunların çevresinde.
Kendini kaybedenleri her şey bırakır yüzüstü;
babalar onları terkederler,
kapanır onlara analar rahmi de.

Rainer Maria Rilke


Çeviri : A.Turan Oflazoğlu



SENİN İÇİN

Sesin işler gibi bir şûh kanat gamlarıma
Seni dinlerken olur kalbim uçan kuşlara eş
Gün batarken sanırım gölgeni bir başka güneş
Sarışınlık getirir gözlerin akşamlarıma.

Doğuyor ömrüme bir yirmi sekiz yaş güneşi
Bir kuş okşar gibi sen saçlarımı okşarken
Koklarım ellerini gülleri koklar gibi ben
Avucundan alırım kış günü bir yaz ateşi

Gönlüme avdet eder her unutulmuş nisan
Ne zaman gençliğini yolda hırâman görsem
Eskiden pembe dudaklarda dağılmış bûsem
Toplanır leblerime bir gece dalgın dursan

Seni zambak gibi gördükçe açık pencerede
Gül açar bahtımın evvelki hazanlık korusu
Genç eder ufkumu hülyâlarımın genç kokusu
Sorarım ak saçımın örttüğü yıllar nerede

Çehremi varsın o solgun seneler soldursun
Yeni yıldız gibi doğdukça güzel her akşam
Gençliğin böyle benimken kocamam hiç kocamam
Ruhum, ölsem bile ben, sen yaşayan ruhumsun

Cenap Şahabettin
 
 
Kaynakçalar:
Vikipedi Özgür Ansiklopedi
Antoloji
 

10 Ocak 2013 Perşembe

EKSPRESYONİZM (DIŞAVURUMCULUK)

Eveet uzun zamandan sonra tekrar merhaba  :)

Bu sefer sanat akımlarından bahsetmek istiyorum. Bahsederken kronolojik sıraya göre değil de o anda hangi akımdan bahsetmek istiyorsam onu yayınlayacağım. İlk önce Ekspresyonizm (Dışavurumculuk) ile başlamak istiyorum.



Ekspresyonizm 20.yy’ın başlarında Empresyonizm’e (İzlenimcilik) tepki olarak doğan, insanın iç dünyasındaki duyguları anlatmaya önem veren bir akımdır. Almanya’da doğan bu akım Naturalizm’in ve İzlenimcilik‘in dış dünyaya bağlılığına bir tepkidir. Başka bir deyişle “RUHUN İSYANI”dır. 

Ekpresyonist sanatçılar öznel realiteye ve iç gözleme büyük önem verirler. Her tema onlar için "EGOSANTRİK" (ben merkezcilik) bir anlam ta­şır. Bu akım öteki akımlar gibi form, biçim güzelliğini önemsemez ve renkler ile çizgiler arasında gö­ze uygun görünecek bir uyum, bir düzen bulma amacını gütmez.

Duygularını daha iyi yansıtabilmek için sanatçı, geleneksel kuralların dışına çıkar, gerçeğin biçimini bozma yöntemini kullanır ve öznel duygularını aktarır. Bozulmuş çizgiler, şekiller ve abartılı renklerle iç dünyasını yansıtmaya çalışır.

 Edward Munch'ın  Çığlık adlı tablosu bu akımın en belirgin örneğidir. Edward Munch’ın yanısıra

Ernst Ludwig Kirchner, James Ensor ve Oscar Kokoschka bu akımın temsilcileridir.



                 THE SCREAM / EDWARD MUNCH

 SITZENDE DAME (DODO) 1907 / ERNST LUDWING KIRCHNER

      THE BRIDE OF THE WIND / OSKAR KOKOSCHKA



İlk olarak resim sanatında ortaya çıkan bu akım, birçok sanat dalını da etkiledi.Mesela edebiyat.Franz Kafka’nın yazmış olduğu romanlar dışavurumcu olarak nitelendirilir.Genellikle Almanca konuşulan ülkelerde dışavurumculuk şiirde büyük gelişme göstermiştir.
  
Bunlar arasinda en çok etkili olan sanatçılar: Georg Trakl, Gottfried Benn ve August Stramm.


BİR KIŞ AKŞAMI
Pencereye kar düşünce
Çalar akşam çanı uzun,
Evi düzen içinde
Hazır sofrası çoğunun.

Gezgin-göçebe kimi de
Gelir karanlık yollardan kapıya
Toprağın serin özsuyu
Açar altın, kerem ağacında.

Yolcu girer içeri sessiz,
Eşiği taş yapar acı.
Duru aydınlıkta, sofrada
Ekmek, şarap parıltısı.

Georg TRAKL

Çeviri: Behçet Necatigil


KÜÇÜK YILDIZ ÇİÇEĞİ


Bir bira arabasının boğulmuş sürücüsünü
masanın üstüne kaktılar.
Birisi adamın dişleri arasına
koyu-açık eflatun
yıldız çiçeği sıkıştırmıştı.
Göğüsten şöyle bir dalıp
derinin altında uzunca bir bıçakla
dili ve damağı kesip aldığımda
ona dokunmuş olmalıyım ki,
yanda yatan beyne kaydı.
Tam dikilmek üzereydi ki,
göğüs kafesine, ambalaj talaşlarının
arasına yerleştirdim onu.
Kana kana iç vazonda!
Nur içinde yat,
küçük yıldız!


Gottfried BENN

Çeviri: Yücel SİVRİ


KAYNAKÇALAR:


şiir.gen.tr


Vikipedi Özgür Ansiklopedi
Eczacıbaşı Sanat Ansiklopedisi