Bu sefer sanat akımlarından bahsetmek istiyorum. Bahsederken kronolojik sıraya göre değil de o anda hangi akımdan bahsetmek istiyorsam onu yayınlayacağım. İlk önce Ekspresyonizm (Dışavurumculuk) ile başlamak istiyorum.
Ekspresyonizm 20.yy’ın başlarında Empresyonizm’e (İzlenimcilik) tepki olarak doğan, insanın iç dünyasındaki duyguları anlatmaya önem veren bir akımdır. Almanya’da doğan bu akım Naturalizm’in ve İzlenimcilik‘in dış dünyaya bağlılığına bir tepkidir. Başka bir deyişle “RUHUN İSYANI”dır.
Ekpresyonist sanatçılar öznel realiteye ve iç gözleme büyük önem verirler. Her tema onlar için "EGOSANTRİK" (ben merkezcilik) bir anlam taşır. Bu akım öteki akımlar gibi form, biçim güzelliğini önemsemez ve renkler ile çizgiler arasında göze uygun görünecek bir uyum, bir düzen bulma amacını gütmez.
Duygularını daha iyi yansıtabilmek için sanatçı, geleneksel kuralların dışına çıkar, gerçeğin biçimini bozma yöntemini kullanır ve öznel duygularını aktarır. Bozulmuş çizgiler, şekiller ve abartılı renklerle iç dünyasını yansıtmaya çalışır.
Edward Munch'ın Çığlık adlı tablosu bu akımın en belirgin örneğidir. Edward Munch’ın yanısıra
Ernst Ludwig Kirchner, James Ensor ve Oscar Kokoschka bu akımın temsilcileridir.
THE SCREAM / EDWARD MUNCH
SITZENDE DAME (DODO) 1907 / ERNST LUDWING KIRCHNER
İlk olarak resim sanatında ortaya çıkan bu akım, birçok sanat dalını da etkiledi.Mesela edebiyat.Franz Kafka’nın yazmış olduğu romanlar dışavurumcu olarak nitelendirilir.Genellikle Almanca konuşulan ülkelerde dışavurumculuk şiirde büyük gelişme göstermiştir.
Bunlar arasinda en çok etkili olan sanatçılar: Georg Trakl, Gottfried Benn ve August Stramm.
BİR KIŞ AKŞAMI
Pencereye kar düşünce
Çalar akşam çanı uzun,
Evi düzen içinde
Hazır sofrası çoğunun.
Gezgin-göçebe kimi de
Gelir karanlık yollardan kapıya
Toprağın serin özsuyu
Açar altın, kerem ağacında.
Yolcu girer içeri sessiz,
Eşiği taş yapar acı.
Duru aydınlıkta, sofrada
Ekmek, şarap parıltısı.
Georg TRAKL
Çeviri: Behçet Necatigil
KÜÇÜK YILDIZ ÇİÇEĞİ
Bir bira arabasının boğulmuş sürücüsünü
masanın üstüne kaktılar.
Birisi adamın dişleri arasına
koyu-açık eflatun
yıldız çiçeği sıkıştırmıştı.
Göğüsten şöyle bir dalıp
derinin altında uzunca bir bıçakla
dili ve damağı kesip aldığımda
ona dokunmuş olmalıyım ki,
yanda yatan beyne kaydı.
Tam dikilmek üzereydi ki,
göğüs kafesine, ambalaj talaşlarının
arasına yerleştirdim onu.
Kana kana iç vazonda!
Nur içinde yat,
küçük yıldız!
masanın üstüne kaktılar.
Birisi adamın dişleri arasına
koyu-açık eflatun
yıldız çiçeği sıkıştırmıştı.
Göğüsten şöyle bir dalıp
derinin altında uzunca bir bıçakla
dili ve damağı kesip aldığımda
ona dokunmuş olmalıyım ki,
yanda yatan beyne kaydı.
Tam dikilmek üzereydi ki,
göğüs kafesine, ambalaj talaşlarının
arasına yerleştirdim onu.
Kana kana iç vazonda!
Nur içinde yat,
küçük yıldız!
Gottfried BENN
Çeviri: Yücel SİVRİ
KAYNAKÇALAR:
şiir.gen.tr
Vikipedi Özgür Ansiklopedi
Eczacıbaşı Sanat Ansiklopedisi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder